blob-article
Zaman makinesi ile geçmişe gidip, geçmişte olan olayların izini sürmenin heyecan verici olduğunu düşünürüm. Bu aralar okuduğum kitap, Kara Köken: Antik Mısır’ın Tarihöncesi Kökeni kitabı da bizi bir nevi zamanda yolculuğa davet ediyor, Dr. Robert Bauval ve Dr. Thomas Brophy’nin yazmış olduğu kitap, uygarlığın kökeni üzerine tartışmalarla dolu. Özellikle Antik Mısır’ın tarih öncesi kökenine dair merakınız varsa, bu kitap sizin için iyi bir okuma tercihi olabilir.
Zaman makinesi ile geçmişe gidip, geçmişte olan olayların izini sürmenin heyecan verici olduğunu düşünürüm. Bu aralar okuduğum kitap, Kara Köken: Antik Mısır’ın Tarihöncesi Kökeni kitabı da bizi bir nevi zamanda yolculuğa davet ediyor, Dr. Robert Bauval ve Dr. Thomas Brophy’nin yazmış olduğu kitap, uygarlığın kökeni üzerine tartışmalarla dolu. Özellikle Antik Mısır’ın tarih öncesi kökenine dair merakınız varsa, bu kitap sizin için iyi bir okuma tercihi olabilir.
Öncelikle sade bir okur olarak söylemeliyim ki, başlangıçta Kara Köken’in benim için çok da uygun bir kitap olmadığını düşündüm. Bilgi dolu kitapları severim, tarihsel detayları da sevdiğimi düşünürüm fakat Kara Köken bana arkeolojiye ciddi bir ilgimin olmadığını gösterdi. Öte yandan kitaptan çok şey öğrendiğimi de paylaşmam gerekiyor ve bu, benim için önemli bir konu. Mesela Sahra çölünün altında eski nehirlerin ve göllerin kıvrımları olduğunu biliyor muydunuz?
“Kasım 1981’de, NASA’nın uzay mekiği Columbia, Sahra’nın kumlarını görüntülemek ve ne altında olduğunu ‘görmek’ için tasarlanan Jet Tahrik Laboratuvarı’ndan bir radar görüntüleme kamerası taşıdı. Radar kamerası Mısır Sahrasına göre ayarlanınca, kumların altındaki kurumuş eski nehirlerin ve göllerin kıvrımlarını topladı. Bu keşif, eski Sahra’nın sert iklim değişiklikleri hakkındaki anlayışımızda bir devrim yarattı. Artık Sahra’nın uzun vadeli iklimin şiddetli dalgalanmalar geçirdiğini biliyoruz.”
Kitap ağırlıklı olarak Nabta Playa’nın keşfi ve bu keşfi sayesinde tarih öncesi döneme dair öğrendiklerimiz üzerine kurulu. Nabta Playa, Mısır’da keşfedilen milattan öncesine dayanan bir yapı ve bu yapı sayesinden astronomi ve gök cisimlerinin eski çağlarda da ilgi uyandırdığını ve bu yönde de çalışmalar yapıldığına dair önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Kara Köken de eski çağlardaki insanların bu bilgiye sahip olmaları tabii ki çok ilginç. Kitap boyunca bölüm bölüm tarih öncesi astronomiyle ilgili keşifler paylaşılıyor.
Nabta Playa’nın keşfi sırasında yaşananlar, astronomisi ile bilim adamlarının kendi araştırmalarının parallelikleri, medeniyetin bildiklerimizden çok daha gelişmiş olduğunu ispat edercesine, astronomik verilerle desteklenen yerleşimler. Bunlar bize Antik Yunan, pirmatiler ve insanlığın kökenine dair heyecan verici bilgiler sunuyor. Özellikle bu tarz araştırma kitaplarını sevenler için konuları birbirine bağlayış biçimiyle de Kara Köken’in ilginç bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Mısır Sahrasının oldukça uzak ve ulaşımı zor yerlerinde bulunan kalıntılar araştırmacılara bunların sebeplerini düşündürüyor. Sahra’nın hayal ettiğimiz gibi her zaman çöl olmadığı bilgisine ek olarak, bu yapıların planlı ve beceri gerektiren halleri her adımda araştırmacılar için yeni cevapların yanında yeni soruları da ortaya çıkarıyor.
“Mısır Sahrasının bu tamamen ıssız ve son derece uzak yerlerinde sürekli akla gelen en rahatsız edici sorulardan biri şudur: Neden burada bir şey inşa edilir? Derin çölde dolaşan eski insanları, hiçbir yerin ortasında bir taş çember inşa etmek ve ayrıca dört ana yöne hizalama zahmetine girmek için ne etkilemiş olabilirdi? Ne gariptir ki cevap, aslında konumun kendisi ya da daha açık olmak gerekirse, yerin enleminden dolayı buraya yapmış olmaları olabilir. Bugün, Bagnold Çemberi yaklaşık 23,5 derece kuzeyde ve Yengeç Dönencesi’nin sadece biraz kuzeyindedir.” Yazar bu paragraf için bir dipnot da eklemiş ve kesin koordinatları bildirmediklerini belirtmiş. Bunun sebebi ise Mısır Batı Çölü’ndeki bu çok önemli yerlerin korumasız bırakılması. Kitabın yazarları, Nabta Playa’nın bile ziyaretçilerin iyi niyetine terk edildiğini söylüyorlar.
Nabta Playa, önceden bilmediğimiz insan toplulukları, türümüzün kökeni ve bunların gizemi insanı heyecanlandırıyor elbette. Yine de bu kitabı okurken, destek olması açısından konu ile ilgili diğer kitapları da araştırabilirsiniz ya da BBC - The Incredible Human Journey belgesini seyredebilirsiniz. Çünkü Kara Köken aynı zamanda, astronomik hesapları da içeren bir kitap. Astronomik hesaplarla ilgi detaylar beni, konuya hakim olmadığım için biraz sıktı. Bunun dışında, konu gayet ilgi çekici.
Tabii tüm bunlarla da sınırlı değil kitabın konusu. Kitap, isminin de hakkını verip kökenlerimizi sorguluyor. Kitapta bazı bulguların onları siyahi bir Havva’ya yönlendirdiğini söyleyen araştırmalar ile bu konuyu görmezden gelen başka araştırmaların da karşılaştırması yapılıyor. Kitabın bundan sonraki kısmı benim için daha ilgi çekici oldu. DNA dizilimleri, bununla alakalı biyolojik veriler, astronomi ile ilgili bir okur olmadığım için benim için daha ilgi çekici ve anlaşılır oldu, diyebilirim.
Peki tüm bunlar bizi nereye ulaştırıyor? Yazarlar sıklıkla bize bu ve benzer soruları yöneltiyorlar. Bir belgesel seyreder edasıyla fotoğraflar, şemalar ve veriler eşliğinde ilerleyen bu kitapla Antik Yunan’ın gerçeklerini bize göstermek isteyen bu bilim adamlarının heyecanına şahit oluyoruz.
Esra Karadoğan